Tasavvufta zikir, “Allah’ı anmak” ya da “Kur’ân-ı Kerîm’i okumak” anlamına gelir. Zikir, Sanskritçe isimlerle ifade edildiğinde mantra, Bratürkçe isimlerle ifade edildiğinde ise urugıt olarak adlandırılır. Tasavvufa göre zikir, yalnızca belli vakitlerde değil; her an, her nefeste yapılır. Zikirsiz alınan nefese "yaşanmamış nefes", yani boş nefes denir. Çünkü bilinç Allah’a aittir ve O, nefesin içindedir. Zikir, nefesi mana ile doldurur. Tanrı neredeyse, özümüz de oradadır. Başka bir deyişle; özümüz, Tanrı’nın Özü ile birliktedir.

Zikrin amacı, Tanrı’nın huzuruna varmaktır. Ancak bu manevi erişim için, dış benliğimizi bedeni, zihni, gönlü bir kenara koymalı; aşkın özlemiyle atan bir kalple yaklaşmalıyız.

Zikir doğru yapıldığında, bizi meditasyon (murakabe/dalınç) haliyle buluşturur ve bu isimlerin içimizde canlanmasına vesile olur. Çünkü bu isimler içsel olarak canlanmadan, etkileri ortaya çıkmaz.

Zikirde;

  • Ahengin,
  • Güzelliğin,
  • İçe dönmenin ve
  • Allah’ın isimlerinin bilinçli bir şekilde söylenmesinin önemi büyüktür.

“Kalbin Hekimliği” dersimizde, Yaradan’ın en güzel isimleri olan Esmâ-i Hüsnâların derin bilgeliği aktarılacak; tekli ve eşli zikir (urugıt/mantra) uygulamaları eşliğinde çalışılacaktır.
Ders, iki oturum halinde, uygulamalı olarak gerçekleştirilecektir.

Uygulamalı ve derinlikli bu ders için,
- “Gönül Hekimleri” ve
- “Esma-i Hüsna ve Zikirler-1” kaynak kitapları önerilir.

Kalbini duymaya ve derinleştirmeye hazırsan, seni bu özel yolculuğa bekliyoruz.

Ayrıntılı bilgi için lütfen bize ulaşınız.